Gazete Yazıları

ŞÜPHE

Defne Joy’un ölümü ile büyüyen şüphemiz!

Nedense birkaç gündür adı ve tespiti “Şüphe” konu başlıklı olayların Defne Joy’un ölümü ile hem medyada hem de etrafımda dolanmasıyla beraber, arkadaş ve yakın çevremde de bu konu ile ilgili konuşmalar yaptığımızı fark ettim.

Mel Gibson’un yönetmenliğini yaptığı Apocalipto filminin bir repliğinde, baba oğluna şöyle ifade eder; “-…..korku bulabildiği en küçük aradan sızar ve seni anında kuşatır.” Çok etkilendiğim bir ifade olmuştu. “Şüphe”yi ve ilgili durumu her düşünmeye başladığımda “korku” da bu replikle beraber aklıma gelir. Şüphe’de korkunun bir çeşidi bana göre. Belki de korkudan önceki ilk adım diyebilirim. İnsanın ruhunu sinsice kemirir. Sinsice düşüncelerimize sonrada davranışlarımıza sızar. Usulca, bize çaktırmadan. Bu sızma süresinin düşüncedeki hızı ile zaman içinde bedenimi-ze kadar yansıyan yayılma hızı birbirinden farklılık gösterebilir. Önemli olan “şüphenin” düşünceyi çabucak ele geçirmesidir. Bu konuda çok ustadır ve aslında bakarsanız, günümüz koşullarında bizi kuşatması konusunda ona çokça yardımcıyız. Düşüncelerimizdeki kontrolü kaybettiğimiz de; dışarıya da, farkında olmadan tamamen bunu yansıtabilir hale gelebiliriz. Kurduğumuz cümlelerin şeklini, karşımızdakini dinleyişimizi, iş yapma potansiyelimizi vb pek çok şeyimizi fark ettirmeden etkileyerek, yaşamımıza devem da edebiliriz. Kendimizi, adı; “şüphe kurdu” olan ile kemirerek, içinde bulunduğumuz sürece devam ediyor da olabiliriz.

Aslında kendisine her ne kadar “Şüphe” desek te; beraber hareket ettiği takım arkadaşları vardır. Kimi zaman kadrodaki kişilikler azalır, kimi zamanda çoğalabilir. Fakat ana kadroda olan; korku, başarısızlık, sevgisizlik, güvensizlik, vb. temel duygular şüpheyi doğurmakta belki de. Şüphe’nin sözlük anlamına baktığımızda, eş anlamı “kuşku” ile karşılaşıyoruz. Bir olguyla ilgili gerçeğin ne olduğunu kestirememekten doğan kararsızlık olarak tanımlanırken; psikolojik tanımı: başkalarının iyi niyet ve amaçlarını kötüye yorarak işkillenme duygusu olarak ifade edilmekte. Halbuki bir ola-yın gerçekten ifade edildiği gibi olması veya olmaması durumu arasında çok ince bir fark var. Bazı kişiler iyi niyetli, bebek yüzlü, temiz ve saf ifadeleri olsa da onların yaptıkları pekte olumlu olduğu söylenemez ve biz onlara toplum içinde “melek yüzlü şeytanlar” deriz. Tabir de sanırım tamda yerindedir. Çünkü şeytanda baktığınızda bir Melektir. Aslında gerçekten durumda şüphe edilecek bir durum yoktur fakat zaman içinde sürekli aynı durumla karşı karşıya (olumsuz bir durum içinde olduğumuzu var sayarak) kaldığımız için aynı yanılgıya düşebiliriz.

Fizik biliminde ve temel psikoloji’de şöyle bir ifade vardır. Bir şeyin olduğu bir yerde başka bir şey konumlanamaz. O zaman şüphenin rolünü değiştirmek için sabırla, inatla, en olumlu düşüncenizi, olumsuz olanla değiş tokuş etme egzersizleri yapalım. Sonuç itibariyle şüphe olan düşüncenin yerini sevgi olan düşünceye bırakalım. Defne Joy ile ilgili olan gelişmeleri de her gün basının şüphe ile bakarak izleyip, ailesinin ve sevdiklerinin üzülmesine sebep olmak yerine, süreci sabırla ve başkalarına saygı duyarak, bekleyerek, takip etmekte fayda var gibi geliyor.

Siz ne dersiniz?

HABERLER

Medyafaresi.com  haberi 

24dakkika.com haberi

Kadınlarsehri.com haberi

haberpan.com haberi

haber365.com haberi

Related Posts

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir