“Biz cahil dediğimiz zaman, mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz. Kastettiğimiz ilim, hakikati bilmektir. Yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okumak bilmeyenlerden de hakikati gören gerçek alimler çıkabilir.” M.Kemal ATATÜRK
Bu hafta değerli eğitmenlerden Oğuz Gülay Beyefendiden hem ders alma, hem dekendisiyle sohbet etme fırsatı buldum. Konu genel olarak; İletişim, Diksiyon, Davranış Biçimleriydi.
Anne-babaların, çocuklarına ve eşlerin birbirine olan doğru sandıkları yanlış davranışlarına değindi. Ayrıca gün içerisinde biz erişkinlerin de birbiri ile olan davranışlarına güncel örnekler vererek açıkladı. Nasıl mı? Bir ev reisinin; “Bana su getirin!” demesi ile “Hayatım bana su getirebilir misin?” diyerek isteme üslubunu örnek vererek. Tüm bunları örneklerken doğal olarak kullandığımız günlük sözcüklerle, onları nasıl kullandığımız ve tonladığımız, yani kendimizi nasıl kodladığımıza baktık. “Ne söylüyorsan O’sun”, “Ağzından çıkanın farkında mısın?”, “Söylediğim başıma geldi!” ifadeleri günlük hayatta kullandığımız cümle ve kelime gruplarına da birer örnek. Bu da sözcük kullanımlarının; bizim üzerimizde ki etkisini ve sihirli gücünü bence yeterince göstermekte.
Sabahleyin güne nasıl başladığınıza bir bakın. Bedeninizi ve ruhunuzu hangi davranış, düşünce ve kelimelerle besliyorsunuz? Çünkü; “Bu benim başıma nereden geldi?” sorusunun cevabı sizin DİLİNİZ’de. Başka yerde aramayın. Kendi dünyanızı keşfetmeye, kendi kitabınızı okumaya çalışın. Başkasınınkini değil. Ancak başkalarına bakmaya karar verdiğinizde, sizin nerede durduğunuzu anlamanıza yardımcı olması için bakın, yargılamak için değil. Kendinizin “Lideri” olun ki Dünyanızı yönetebilesiniz. Aynı ATATÜRK gibi. Bu hafta kutlanacak olan İzmir’in Kurtuluşuna bir de bu açıdan bakalım istedim. ATATÜRK’ün zaferleri alanlarda mı yoksa dimağlar da mı kazandığına bakalım. Zaferlerin sadece savaşarak değil, sözcüklerin gücü ve onu nasıl kullandığınızla ilgili olarak da kazanılır olduğunu bu vesile ile hatırlayalım istedim. İfade etmek istediklerinizi, kendi kendinize söylenmek yerine, tam olarak karşınızdakine söyleyin. Küçük zaferlerle savaşlar kazanacağınızı göreceksiniz.