Kısmen argo, kısmen de rüya yorumlarında kullanılan bu tabir, hayatımızı nasıl etkilediğine bir bakalım!
İlk soru şu, eğer siz olsanız parayı niye ve neye gömerdiniz?
Benim aklıma hemen gelen, eski Türk filmlerindeki küplere doldurulup saklanılan para görüntüsü. Daha bankalar ortada yokken, parayı küplerle toprağa saklamak. Yani “Toprak Ana”ya! Hala güncelliğini koruyan en doğal bankaya. İşaretlediğiniz yeri unutmadığınız veya üzerinde ve çevresinde bir değişiklik olmadığı sürece paranızı kolayca saklayabileceğiniz en ilkel yol. Fakat buharaeketin gerçek anlamı gömmek veya gömülmek değil, “gömü” işlemini gerçekleştirme eylemidir. Araştırdığınızda “Gömü” cümlesinin çeşitli anlamları ile karşılaşabilirsiniz. “1. Toprak altına gömülerek saklanmış para ya da değerli şeyler, define: “Bu adamın gömüsü vardır.” 2. Yeraltı deposu, mahzen. 3. Kışın soğuktan korumak için toprağa gömülen sebze. 4. Sincapların toprağa gömdükleri ceviz. 5. Bir şeyin toprağa giren kısmı.” Bu durumdan anladığımız, insanoğlu ve hayvanların bir kısmı kendileri için değerli olan her ne ise (bu günümüzde parayla yer değiştirmiştir) onu saklamak ve korumak için bir zamanlar bu yöntemi sıklıkla kullandığı.
Günümüzde “gömü” cümlesini yanlış kullanımı, “gömmek”, “gömücü”, “gömülmek” gibi kelimelerle yer değiştirerek, kafa karışıklığına yol açmış diyebilir miyiz?
Bu durumda sanırım ikinci soru şöyle olurdu, “parayı neye gömüyorsunuz ve gömerek bundan ne elde etmek istiyorsunuz?”
Toprağa, altına, eve, arabaya, elektronik eşyaya, kişisel bakım malzemelerine ve aklınıza gelecek her şeye Parayı, gömebiliriz. Fakat bunu ifade ederek yaptığımız her şey, kurduğunuz her sözcük zaten Ölü enerjisiyle hareket edecektir. Ve sizi onu alırken ki tatmin seviyenize çoğunlukla getirmeyecektir.
Neden Ölü enerjisi? Çünkü biyolojik olarak ömrünü tamamlayan, kısacası yaşamayan canlıyı gömeriz. Nereye? Gene Toprak Ana’ya. Tüm bu bilgiler sizin DNA ve RNA larınızda kayıtlıdır. Yaşamayan bir şey ne nefes alır, ne hareket eder, ne fayda sağlar, ne de zarar verir. Yani, donuk ve ruhsuzdur. Kısacası hareket etmeyen, enerjisi olmayan bir canlı, size nasıl bir fayda sağlayabilir ve nasıl cevap verebilir?
Bunu ifade ettiğiniz her an, para da size “donuk” olarak geri dönecektir. Ne fayda sağlayacak, ne de bir yararı olacaktır. Kazandığınız parayı gömdüğünüzü ifade ettiğiniz sürece ondan bir hareket ve de bereket beklemeyin. Hele bir de canlı canlı gömdüğünüz bir varlığı düşünün. Parayı da aynı zamanda canlı canlı gömersiniz. Sonrada onun size fayda sağlamasını beklersiniz. Aslında siz onu katledersiniz. Oda sizi gömülü olduğu yerden çıktığında katletmek isteyebilir. Gerçekten uzun süre sakladığınız paraları kullanmaya karar verdiğinizde, ne yapacağınızı bilmeden harcamaya başlama olasılığınız yüksektir. İşte o “an” para enerjisinin sizi donuklaştırma ve onu kullanma hipnotizesine vurulmuş olursunuz. Yani sinsice sizi katletmeye başlar, anlamazsınız. Para’nın esas sihirli yanı da bu sanırım. Onunla uyum içinde hareket etmediğiniz sürece ruhunuzu Sinsice hareket ederek, ele geçirmesi!
Evet çoğunlukla da, “Güven” de olmak için parayı gömeriz. Banka hesapları, kasalar, gömmenin modern çağda şekil değiştirmiş halidir. Aynı bir cesedin, kadavra da ya da gömülmek için beklemesi gibi, para da banka kasalarında onu eyleme geçirmemizi bekler.
Paranın, ”Güven” gibi bize sağlamasını istediğimiz diğer duygular da vardır. Güç ve değer katması, bizim için fark yaratması, sevilmemizi sağlaması, mutlu olmamıza vesile olması gibi. Bu sebeple parayı bir yerlere gömme dürtüsü ile hareket ederiz.
Siz ne için, nereye ve hatta kim için parayı gömüyorsunuz?
Unutmayın, miktarı ne olursa olsun, verdiğiniz sürece hayatınızda hareket yaratır ve yeniye yer açarsınız.
Korkmayın!’ başlangıçlar her zaman stres ve korku yaratabilir. Fakat adım atmaya devam ettiğinizde, ilerlediğiniz yolun netleştiğini göreceksiniz. Böylece mekândan çok zamandan var olduğunuzu anlayacaksınız…