‘Kıyam’ kelimesini araştırdığımda, birçok anlamı olduğunu gördüm. Sözlükte, ayağa kalkmak, ayakta durmak, sabit olmak, dikilmek, bir şeyi gözetlemek olarak açıklarken, eski dilde; bir işe girişme, kalkışma, teşebbüs etme, ayaklanma, başkaldırma, karşı gelme gibi anlamlarına da geliyor. Kavram olarak ise; namazda ayakta durmaya, gece namazına denildiği gibi, haklı veya haksız bütün başkaldırılara da kıyam denildiğini öğrendim.
Hal böyle olunca “Kıyamet”in ne demek olduğuna baktım. Rab’bin ezelde takdir ettiği zaman gelince, dünyadaki bütün canlıların ölmeleri, sonra bütün ölmüşlerin RAB tarafından diriltilmeleri, mahşer yerinde toplanmaları, hesaba çekilmeleri ve dünyadaki işlerinin karşılıklarının verilmesidir.” deniliyor.
Bana kalırsa kökü olumlu olan“Kıyam” cümlesi daha sonra “Kıyam-et” olup bir olumsuz kelime ve manaya dönüyor şeklinde bende algı yaratıyor. Bu durumda “kıyam etmek” var olan uyuşuk bilinç ve bedenlerin veya bilinçsiz bilinçlerin şuurlanıp, bilgilenecekleri anlamına da geldiğini anlıyorum.
Kıyamet sadece dünya’nın ve evrenin üzerinde kopan ve bir ölüme yol açan hareket değil, daha özgür bir var oluş biçimine geçmek şekli olarak yorumluyorum. Ben bir dünya isem; önce kendi dünyamda yani mikrokosmozda kıyameti koparırsam yeniden dirileceğim. Yani daha Türkçe’si insanın kendini hatırlamaya ihtiyacı var diyebilirim. Kendinizi hatırlamazsanız birileri gelip size sizi hatırlatır. Bunu başkaların yapmasından önce sizde kendinizi geliştirip, dönüştürebilirsiniz. Başkaları sizde kıyamet koparmadan, siz kendi kıyametinizi koparın! Nasıl mı? ŞEFKATLE Ancak, kendinize şefkatli davrandığınızda, başkalarına da şefkatli davranırsınız. Bu ne demektir? Başkalarına yaptığınız ve size o anda kendinizce bile yanılış gelen hareketler aslında sizin de kendinize bu şekilde davrandığınızın ispatıdır. Bu yüzden içinde bulunduğunuz duruma, başkalarının sizi zıvanadan çıkartan davranışlarına, bu duruma getirdiğiniz kendinize şefkatli olunuz! Durumu kavrayabilmeniz için mizah yeteneğinizin güçlü ve derin bir bilgisi varsa içinde bulunduğunuz hal’i daha rahat anlayıp, kıvırabilirsiniz. Ya gerçekten kahkaha atarsınız, yada güleyim bari derken kendinizi sinirden kasarsınız, bu esnada nerenizin kasıldığı önemlidir! Etrafta sahte kahkaha ile dolaşan o kadar çok dostum var ki o yüzden her an bir yerleri kasılacak diye gülmeye bile ödleri kopuyor diyebilirim. Yaşamda karşılaştığınız zorluklar aslında nelerin üstesinden gelebileceğinizin kanıtı ve habercisi. Aslında tüm hayat bir döngüden ibaret ise ve bunu sadece gene biz değiştirecek isek; çocukluktan başlayan hikayeleri sadece hatırlamaya ve bunları yeniden şekillendirmeye ihtiyaç var diye bilirmiyiz? Aynı oyunu başka kişiler, başka zaman ve başka şartlarda artık kendi lehinize çevirme zamanı gelmedi mi? Uzun lafın kısası: Cesaretiniz varsa, kıyametinizi şefkatle yoğurun ve koparın! Nelerin değiştiğine siz bile inanamayacaksınız…