Yazılı Basın

Güncel Kadın Gazetesi – Pelin Narin Tekinsoy “Asıl Başrol Oyuncusu Her zaman Paradır”

[et_pb_section bb_built=”1″ _builder_version=”3.0.47″ custom_padding=”54px|0px|0|0px|false|false”][et_pb_row _builder_version=”3.17.6″ background_size=”initial” background_position=”top_left” background_repeat=”repeat” custom_margin=”||||false” custom_padding=”||||false” module_alignment=”center”][et_pb_column type=”4_4″][et_pb_image src=”https://www.pelinnarin.com/wp-content/uploads/2021/10/Guncel-kadin-pelin-narin-tekinsoy.jpg” align=”center” _builder_version=”3.19.11″ custom_margin=”-75px||” /][et_pb_text _builder_version=”3.19.11″ header_font=”Blogger Regular|||on|||||” header_text_color=”#ffb356″]

Tarihsel olarak toplumların ve bireylerin gelişiminde her zaman belirleyici bir unsur olarak yaşam standardımızı belirleyen mutlak surette para olmuştur.

Dünyanın neresinde yaşarsak yaşayalım gerek devletler, gerek şirketler veya bireyler para trafiğini iyi yönetmeleri gerekiyor.

Yaşam koşullarımızı hiç tartışmamışız belirleyen ana etken para olması nedeniyle konusunda uzman olan Pelin Narin Tekinsoy ile gerçekleştirdiğimiz söyleşiyi beğenerek okuyacağınızı umuyoruz. İyi okumalar.

Koçluk son zamanlarda hızlı bir şekilde artarak sektör haline geldi. Koçluk hangi ihtiyaçlara göre şekilleniyor? Koçlar İnsanlara neler anlatıyor? Herkes koç olabilir mi?

Koçlar insanlara bir şey anlatmaz. Genel olarak boş sohbetler veya havanda su döven konuşmalardan çıkıp, kişiye içinde bulunduğu duruma profesyonel bir açıdan bakmasını sağlar koçluk hizmeti. Bu ne demek? Bazen kişinin ihtiyaçları için bir hedef belirlenirken, bazen de kişinin kendi gerçeğinin istek mi yoksa ihtiyaç mı olduğunu anlamasını sağlamasına yardımcı olur. Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki zamanı yapılandırma ve en iyi şekilde kullanmaya ihtiyacımız var ilk başta. O sebeple bu sektör hem zamanı yapılandırma hem hayatımızın her alanına, kaliteli ve sağlıklı bir şekilde ulaşmaya hem de tüm bunları çok kısa bir sürede bakma şansı veriyor. Ancak her bir çalışmadan önce sorulacak temel sorulardan biri; bir koçla çalışma yapmak için kişinin psikolojik sağlığının yerinde olup olmadığıdır. Yani bir koçla çalışmaya karar verirken aynı zamanda bir psikolojik destek de varsa kişinin hayatında, ilk olarak bu destek alınan profesyonellere bilgi verilmeli ve işbirliği sağlandığında çalışmalar yapılmalıdır. Şimdiye kadar bu şekilde çalıştığım veya çalışmadığım pek çok kişi oldu. “Herkes koç olabilir mi?” sorunuza gelince, koçluk programları ilk önce kişinin kendine hizmet eder. Kısaca herkes, evet koçluk programlarından yararlanabilir ve sertifikasını alabilir, ancak doğru soru sanırım “herkes koçluk yapabilir mi?” olurdu ki, bunun cevabı da tatbiki hayır.

 

Kurumlara nasıl bir yön çiziyorsunuz? Bireysel koçlar ve psikologlar arasındaki benzerlikler veya farklılıklar nelerdir?

Kurumların da insanlardan bir farkı yok aslına bakarsanız. Onlar da yaşayan mikro organizmalardır. İsim alırlar. Büyümek, anlaşılmak, bilinmek, kazanmak, başarılı olmak gibi insani temel ihtiyaçları vardır. Bireyler “para kazanmalıyım!” derken, kurumlar “bütçe yapmam lazım!” der. Yani temelde ihtiyaçların isimleri ve belki de bir parça kavramları değişebilir ama baktığınızda hem her bireyin hem de kurumların canlı ve sağlıklı kalma ihtiyacı vardır. Temelde tüm koçluk yaklaşımları yani uygulamaları birbirinin içinde ve tamamlayıcıdır. Bireysel Profesyonel Koçluk ve Psikologluk arasındaki temel fark; psikologlar geçmişten bugüne kadar olan kısmını “Neden?” olduğunu araştırıp çalışırken, Profesyonel Koçlar şimdi ve gelecekle olan kısmını “Nasıl gerçekleşebilir?” kısmını çalışırlar. Psikologlar için bir “hasta olma ve iyileşme” durumu varken, Koçlar için “hedefe ulaşmak isteyen sağlıklı bireyler” anlayışı vardır. Terapi problemi çözmeye çalışır, koçluk alternatif üretir. Terapist eksper (bilirkişi) rolündedir, koç takım(yol) arkadaşıdır.

Benzerlikler kısmında ise; her ikisinde de hizmet alan kişinin değerleri, güçlü yanları ve zayıflıkları belirlenir. Değerlendirme araçları kullanılır. Dinleme, yansıtma becerileri temel alınarak, kişinin ilerlemesini engelleyen öğelerin (inanç, davranış ve duygu) farkına varılması terapi ve koçluğun benzer yanlarıdır.

İnsanların kariyerlerinin gelişimine ne gibi katkılar sunuyorsunuz? Yaşamlarını düzenli hale getirirken karşılaştığınız zorluklar nelerdir?

 

Bireyin kariyer yolculuğu, kariyer planı veya kariyer gelişimi olarak değişen bir süreçtir. Bunu hangi alanında seçimlerini gerçekleştirecekleriyle ilgili durumu belirlemelerine yardımcı olurken esas hedeflerinin ne olduğunun da netleşmesine yardımcı oluyorum.

Kişisel yaşamanın düzenli hale gelmesi, tamamen kişinin kendi bireysel hayat anlayışlarının yani kendi hayat programının yazılımıyla ilgilidir. Buna halk dilinde kader de denilir. Onun için benim zorlandığım bir alan değil, daha çok kişinin zorlandığı bir alanı ve durumu vardır. Kiminin özgüvenini güçlendirmeye ihtiyacı varken, birinin daha fazla güvenmeye ihtiyacı olabilir. Ya da işyerinde yönetici veya planlayıcı olarak işleri delege etme yeteneğini geliştirmesi beklenirken bazen de hayır demeyi öğrenmesi gerekebilir. Benimle birlikte işbirliği yapmaya karar verenlerin tamamen daha kaliteli bir yaşam ve kariyer için esneyebilecekleri, kişilik özelliklerinin değiştirmeye gönüllü, istekli ve bunun için yolda kalmaya hevesli hatta değişen dünyada yenilikçi olması gerekmektedir.

Bireyin kariyer yolculuğu, kariyer planı veya kariyer gelişimi olarak değişen bir süreçtir. Bunu hangi alanında seçimlerini gerçekleştirecekleriyle ilgili durumu belirlemelerine yardımcı olurken esas hedeflerinin ne olduğunun da netleşmesine yardımcı oluyorum.

Kişisel yaşamanın düzenli hale gelmesi, tamamen kişinin kendi bireysel hayat anlayışlarının yani kendi hayat programının yazılımıyla ilgilidir. Buna halk dilinde kader de denilir. Onun için benim zorlandığım bir alan değil, daha çok kişinin zorlandığı bir alanı ve durumu vardır. Kiminin özgüvenini güçlendirmeye ihtiyacı varken, birinin daha fazla güvenmeye ihtiyacı olabilir. Ya da işyerinde yönetici veya planlayıcı olarak işleri delege etme yeteneğini geliştirmesi beklenirken bazen de hayır demeyi öğrenmesi gerekebilir. Benimle birlikte işbirliği yapmaya karar verenlerin tamamen daha kaliteli bir yaşam ve kariyer için esneyebilecekleri, kişilik özelliklerinin değiştirmeye gönüllü, istekli ve bunun için yolda kalmaya hevesli hatta değişen dünyada yenilikçi olması gerekmektedir.

En önemli sorunlardan biri olarak para koçluğu nedir?

Konu bütünüyle parayla olan ilişkimizi içerir. Herkesin kendince ve hatta kanıksadığı şekilde, paraya sahip olma, parayı kullanma inancı var. Bazen bu sahip olamamaya ya da zorla, zahmetle para kazanmaya kadar giden bir tanım. İşte o tanımın tam olarak ne olduğunu anlamak ve değiştirmeye gönüllü olma çalışmasıdır para koçluğu.

Para Koçluğu’ Kitabınızda topluma veya bireylere neler anlatıyorsunuz?

Hepimizim zaman zaman hayatında iyi gitmeyen yaşam alanları vardır. İş, sosyal yaşam, dostluklar, aile ilişkileri, özel hayat, sağlık vb. pek çok alan olarak ifade edebiliriz. Tabii ki bunlardan biri de paradır. Ancak nedense kimse parasal durumun nasıl gittiğini iş kadar, ilişkiler kadar dikkate alıp, çalışmayı düşünmez. Fakat asıl başrol oyuncusu her zaman paradır. Aslında her bir alanın hayatımızdaki başka bir alana projekte eden bir tarafı da vardır. Aynı aynada kendimizi gördüğümüz gibi başka bir alandan görüntü yansır. Biz onu görmemek için direniriz. Bozulan alanı eğer ilk olarak “iş” ise bunu hemen görürüz. Sonra iş düzelirken bu sefer ilişkiler bozulur. Sonra deriz ki “neden hepsi düzgün gitmiyor, sanki biri düzelince diğeri bozuluyor!”. Aslında görmemiz gereken birinin düzelip birinin bozulması değil. Her seferinde neden hepsinin dengede olmadığıdır. Demek ki bir yerde yolunda gitmeyen bir inanış, bir düşünce var. Ve gün gelecek bu belki de paraya sirayet edebilecek. Biz en çok da para üzerinden bu yansımayı görmeye direnip, bazen hayatımızda para çok oluyor bazen de para olmuyor diye kendi kendimize söylenirken buluruz. Kısmet deriz. Akmasa da damlar deriz ve deriz… İşte tam da bu noktada konu bana çok daha ilginç gelir. Bana ilginç gelen tam da bu alan hakkında kitap yazmak istedim. Herkes kişisel olarak gelişim sevdasında. Ne güzel! Ben de bu kişisel gelişim sevdalarına parayla ilgili konuşma rahatlıklarından, parayı kullanma alışkanlıkları ve inançlarına kadar günlük hayatlarına bakıp bir katkı sağlamak istedim. Kullanılan kelimeler, kurulan cümlelerden tutun da sahip olunan hastalıklarına kadar parayı nasıl kullanıldığını gözlemledim. Geçmiş zamanda hakkını vererek yapılan tekke ve zaviye eğitimlerinin görevini, içinde bulunduğumuz zamanda para sınavı üzerinden nasıl verdiğimizi görüyoruz aslında, özellikle de bu salgın döneminde. Şu an da para hepimizi terbiye edici şekilde küçük ölçekten büyük ölçeğe kadar, pek çok alanda hatta sağlık üzerinden bize kendi yüzünü göstermektedir. Para terbiyesi herkesin kendi yolculuğudur. Hak, adalet, değer, motivasyon, güven, pek çok konu. O sebeple bu sorunuzu bir cümle ile açıklamak benim için pek de kolay değil.

 

Bir koç olarak sizde meslektaşlarınıza ihtiyaç duyuyor musunuz?

Fikrine ve deneyimlerine değer verdiğim dostlarımla zaman zaman fikir alışverişinde bulunuyoruz ve sektördeki gelişmelerden haberdar olmak için bir araya geliyoruz.

Ayda veya yılda kaç öğrenci yetiştiriyorsunuz?

Benim için önemli olan beraber çalıştığımız insanların iyi yerlerde olmaları. Güzel olan bu. O sebeple fabrikasyon şeklinde bir eğitim vermem söz konusu değil ve tercih ettiğim bir durumda değil.

Geleceğe yönelik hedefleriniz nelerdir?

Her zaman bir iki planım olur. Şu anda Psikoloji Yüksek Lisansım bitmek üzere. Pandemi sebebiyle ertelemek zorunda kaldığımız son altı aylık psikoterapi eğitimim var ve tabii Psikodinamik dersleri de bir yandan süregidiyor. O sebeple bunların hepsinin bir arada olduğu bir süreci hedefleyerek planlayabilirim. Mevcutta olanları koruyabilir belki de biraz genişleyebilirim. Genel olarak hedeflerimle ilgili bunları söyleyebilirim.

İşkolik misiniz?

Evet, sanırım son 5 senedir her zamankinden daha fazla. Özellikle salgında bu durum daha da katlandı diyebilirim.

İş dışında bir günlük yaşamınız nasıl seyrediyor?

Dostluklarım önemli. İnsanların hayatlarına dokunmak da keza. Hayatta hiçbir şeyin imkânsız olmadığını tecrübelemek, yaşanacak deneyimlerin hayata geçirilmesi günlük hayatımda seyreden dinamikler diyebilirim. İşlerimi ertelemekten pek hoşlanmam. Günlük programlarım ve zaman çizelgem önemli. Gün içinde ne yediğim de önemli tabii. Tüm bunları yapacak sağlıklı bir bedene de ihtiyaç var!

 

En son okuduğunuz kitabı sorsam? Ve en çok beğendiğiniz yazar?

“Azrail’in Secde Ettiği Adam” isimli kitabı okuyorum. Ancak siyaset, psikoloji, biyografi, sağlık alanında yani ilgimi çeken pek çok alanda okumaya gayretliyim. Araştırmacı yazarlar favorim. Soner Yalçın, Buket Uzuner, rahmetli Mahir Kaynak

Müzikle aranız nasıl? Sadece dinler misiniz? Yoksa hem dinleyip hem de şarkı söyler misiniz?

Müzikle ailecek ilgiliyiz. Hiçbirimiz profesyonelce olmasak da ailede hepimiz her telden müzikle irtibatta diyebilirim. Kısa bir dönem de olsa şan dersi almıştım. Uzun yolda müzik dinlemeyi ve araba kullanırken de söylemeyi severim. Keza evde de zaman zaman kendi kendime mırıldanırım.

Ne tür müzik dinlersiniz ve beğendiğiniz şarkıcı kim?

Gençken sıkı bir heavy metal ve rock akımı içindeydim ve arkadaş çevremde güzel müzisyenler de oldu, klasik müzik her zaman hayatımdaydı, şimdide öyle, Strauss (favorilerim arasındadır), Vivaldi, Mozart ve Bach. Fakat neredeyse on yıla yakın kulağıma hoş gelen ritim ve sesi dinliyorum. Yerli ya da yabancı olması önemli değil. Yeter ki kulağımı tırmalamasın!

Sinema ve tiyatroya ilginiz nasıl? Beğendiğiniz oyuncular kimlerdir?

Rahmetli Kenter kardeşler, Genco Erkal, Sumru Yavrucuk, Rutkay Aziz, Haluk Bilginer gibi karakter oyuncuları, yakın ve yeni dönem oyuncular da var tabi, Fikret Kuşkan, Taner Ölmez, Mert Fırat, Özge Özder ve Çağlar Çorumlu gibi. İlk aklıma gelenleri paylaştım. Tatbikî çok kıymetli sinema ve tiyatroya gönül veren diğer sanatçılarımızı da buraya yazacak olursak liste uzar gider.

Hobileriniz nelerdir?

Mevcutta olmayan bir şeyi yapmak, benim için içgüdüsel olarak hobi oluyor. İnovasyon ve girişimcilik içeren her durum benim için hobi.

Burcunuzla karakteriniz uyuşuyor mu?

Kesinlikle. Yükselenim akrep, 30 undan sonra genellikle bu burcun özellikleri daha baskın oldu diyebilirim. Bir de asıl mesleğim harita mühendisliği. O sebeple yıldız zaman hesaplamaları güneş zamanı, azimut ölçümü vb. hesaplamaları okulda öğrendik. O sebeple astronomi ve uzay bilimleri diye bir bilim alanı var, bu açıdan baktığınızda bilimsel bir alan olarak görüyorum. Yorumlama kısmı ise işin başka bir hikayesi ve tarafı. Genel olarak ayakları yere basan bir tarzım var.

[/et_pb_text][et_pb_button _builder_version=”3.19.11″ button_text=”Guncel Kadın yazısını okumak için tıklayınız” button_url=”https://www.guncelkadin.com.tr/2020/10/04/pelin-narin-tekinsoy-asil-basrol-oyuncusu-her-zaman-paradir-2/” url_new_window=”on” /][/et_pb_column][/et_pb_row][/et_pb_section]

Related Posts

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir